4 Haziran 2009 Perşembe

Bir gün, kırlarda gezintiye çıkan bir adam, kenarına oturduğu otlardan birinin dalında, küçük bir kozanın varlığını farketti.Koza ha açıldı ha açılacak gibiydi.
Adam, bunun bir kelebek kozası olduğunu tahmin ediyordu.Böyle bir fırsat bir daha ele geçmez diye düşündü ve bir kelebeğin dünya yüzü gördüğü ilk dakikalara şahit olmak istedi.
Dakikalar dakikaları kovaladı, saatler geçmeye başladı ama henüz kelebeğin küçük bedeni o delikten çıkmadı.Kelebeğin dışarı çıkmak için çaba harcamaktan vazgeçmiş olduğunu düşündü.
Sanki kelebek elinden gelen herşeyi yapmışta artık yapabileceği birşey kalmamış gibi geldi ona.Bu yüzden, kelebeğe yardımcı olmaya karar verdi.Cebinden küçük çakıyı çıkarıp kozadaki deliği bir cerrah titizliğiyle büyütmeye başladı.
Böylece, 1-2 dakika içinde kelebek kolayca dışarı çıkıverdi.Fakat bedeni kuru ve küçücük, kanatları buruş buruştu.Adam kelebeği izlemeye devam etti çünkü kanatlarının her an açılıp genişleyeceğini ve narin bedenini taşıyacak kadar güçleneceğini umuyordu.
Ama bunların hiçbiri olmadı.Kelebek, hayatının geri kalanını, kurumuş bir beden ve buruşmuş kanatlarla yerde sürünerek geçirdi.Ne kadar denese de asla uçamadı.
Adamın bütün iyi niyetine ve yardım severliğine rağmen anlayamadığı şey, kozanın kısıtlayıcılığının ve buna karşılık kelebeğin daracık bir delikten dışarı çıkmak için gereken çabanın, Allah'ın kelebeğin bedenindeki sıvıyı onun kanatlarına göndermek ve bu sayede kozanın kısıtlayıcılığından kurtulduğu anda onun uçmasını sağlamak için seçtiği bir yol olduğuydu.
Bu gerçeği öğrendiğinde, hayat boyu unutamayacağı bir şey de öğrenmişti.
Bazen hayatta tam olarak ihtiyaç duyduğumuz şey çabalardır.Eğer Allah, hayatta herhangi bir çaba olmadan ilerlememize izin verseydi, o zaman bir anlamda sakat kalırdık.Olabileceğimiz kadar güçlenemezdik.Ve asla uçamazdık..
Benim hoşuma gitti inşallah sizde beğenirsiniz..Çabalamaktan vazgeçmemeniz dileğiyle iYi TaTiLLeRrR...:)

2 Haziran 2009 Salı

elde var hüzün

elde var hüzün
söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
ne meseller söylerdi mercan köz nargileler
zamanlar değişti
ayrılık girdi araya
hicrana düştük bugün
ah nerde gençliğimiz
sahilde savruluşları başıboş dalgaların
yeri göğü çınlatan tumturaklı gazeller
elde var hüzün
o şehrâyin fakat çıkar mı akıldan
çarkıfeleklerin renk renk geceye dağılması
sırılsıklam âşık incesaz
kadehlerin mehtaba kaldırılması
adeta düğün
hayat zamanda iz bırakmaz
bir boşluğa düşersin bir boşluktan
birikip yeniden sıçramak için
elde var hüzün
atilla ilhan

Kemal Hoca'ya Sorular

Merak ettiğim iki konu var:
1-Sınavımız test mi değil mi? (gerçi fark etmez,nasıl olsa çalışacağız ama biz gene de bilelim)
2-Sunum notlarınızı ne zaman öğreneceğiz?
Bizi bilgilendirirseniz sevinirim.Sevgiler,saygılar... :))))